.


:




:

































 

 

 

 


Bol keseden atmak ---




borç içinde yüzmek ---

borusunu öttürmek ---

boş vaatlerle avutmak ---

boşa kürek çekmek / kalburla su taşımak ---

boşa çaba harcamak ---

boşuna didinmek ---

boşuna gırtlak patlatmak / deveye hendek atlatmak ---

boş yere / yok yere ---

boyundan büyük işlere kalkışmak ---

bulunmaz Hint kumaşı ---

burun buruna gelmek ---

burun kıvırmak ---

burnu beş karış havada olmak ---

burnunun dibinden / göz göre göre --- -

burnunun ucunu göremeyen ---

buluttan nem kapmak ---

bundan iyisi can sağlığı ---

bütün kapılar önünde açılmak ---

bütün yük omuzlarında olmak ---

C-Ç

can kulağı ile dinlemek --- ,

canına tak dedirtmek / canından bezdirmek ---

canına okumak / perişan etmek ---

canla başla çalışmak --- ,

cebini doldurmak / köşeyi dönmek ---

Cehennemin dibine kadar / kör itin öldüğü yere kadar ---

Cehennemin dibinde / kör itin öldüğü yerde ---

çakır keyif olmak ---

çaktırmadan / el altından --- -

çamur atmak ---

çene çalmak ---

çenesi düşük --- ,

çıkmaz ayın başına kadar --- ,

çıkmaz ayın son çarşambasına ---

çıkmaza girmek / batağa saplanmak ---

çileden çıkartmak / aklını başından almak ---

çizmeyi aşmak / tadını kaçırmak / ileri gitmek --- ,

çok bilmiş / büyümüşte küçülmüş ---

çok pinti olmak / cimri ---

D

dalga geçmek / gırgıra almak ---

damdan düşer gibi / aniden ---

darda kalmak --- ,

deliksiz uyumak --- ,

demediğini bırakmamak ---

denizde kum onda para ---

derdini deşmek ---

derme çatma / baştan savma ---

devede kulak ---

dik dik bakmak ---

diken üstünde durmak ---

dile düşmek ---

dile kolay --- //

dili dolaşmak / dili sürçmek ---

dili döndüğünce ---

dili düdük --- ,

dili tutulmak ---

dili varmamak ---

dilini eşek arısı soksun ---

dilini yutmak --- (, , ) ,

dilinin kemiği olmamak ---

dilinin ucuna gelmek ---

dişlerini gıcırdatmak ---

dize getirmek ---

dizginleri elinden kaçırmak / ipin ucunu kaçırmak ---

dizlerinin bağı çözülmek ---

dört elle sarılmak ---

dört nala gitmek ---

dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek ---

dünyası kararmak ---

dudağını sarkıtmak / suratını asmak ---

dut yemiş bülbül gibi olmak ---

dünya umurunda olmamak / hiç aldırmamak ---

dünyadan bi haber ---

dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek ---

E

edebiyat yapmak / lügat parçalamak ---

eden bulur ---

ekmeğine yağ sürmek ---

elaleme (yedi cihana) duyurmak ---

el uzatmak ---

el üstünde tutmak ---

eli ağır ---

ele avuca sığmamak ---

ele güne rezil etmek ---

elini ayağını öpmek / kul köle olmak ---

elini kana bulamak ---

elleri nasır tutmak / dur durak bilmemek ---

ensesinde olmak ---

esamesi bile okunmuyor ---

eski günlerin hatırına ---

eski toprak / görmüş geçirmiş ---

evi boşlamak ---

F

feleğin sillesini yemek ---

fil tarihinde --- ; ,

fincancının katırlarını ürkütmek ---

G

gaza getirmek ---

gına gelmek ---

gırtlağına kadar borca batmak ---

göğsünü siper etmek ---

gökten zembille mi indi? --- - ?

gölge düşürmek --- ()

gönlünü kaptırmak ---

gönül eğlendirmek / flört etmek ---

görmezden gelmek ---

göz açtırmamak --- ()

göz atmak ---

göz boyamak ---

göz dikmek / göz koymak ---

göz gözü görmüyor / zifiri karanlık ---

göz yummak --- .

göze batmak ---

göze çarpmak / dikkate değer --- ,

gözleri büyümek ---

gözleri yuvalarından fırlamak ---

gözlerine inanamamak ---

gözlerini faltaşı gibi açmak ---

gözlerinin önünden gitmemek ---

gözü açılmak / uyanda balığa gidelim ---

gözü arkada kalmamak ---

gözü gibi bakmak ---

gözü kapıda olmak ---

gözünden uyku akmak ---

gözünü açmak ---

gözünü budaktan ayırmayan ---

gözünü bile kırpmamak / hiç aldırmamak --- ,

gözünü korkutmak / yola getirmek ---

gözünün önüne gelmek ---

gün gibi ortada / besbelli ---

gün yüzü görmemek --- ,

günü gününe uymayan ---

günah keçisi ---

günaha girmek ---

H

ha Hoca Ali, ha Ali Hoca ---

habbeyi kubbe yapmak / pireyi deve yapmak --- .

haddini bildirmek ---

hakkın rahmetine kavuşmak ---

hakkından gelmek / gününü göstermek ---

hamallığını yapmak / sırtında taşımak ---

har vurup harman savurmak --- ()

hasıraltı etmek ---

havadan sudan konuşmak ---

hayatta dikili ağacı olmamak ---

hem nalına hem mıhına / tavşana kaç tazıya tut ---

her an tetikte olmak ---

her işe burnunu sokmak --- / /

herkesin dilinde ---

hiç aldırmamak / hiç takmamak --- ,

hiç değilse / en azından / hiç yoksa ---

hiçbir şey olmamış gibi ---

I-İ

ıskartaya çıkmak / gözden düşmek ---

ışık tutmak ---

içi dışı bir / açık yürekli ---

içi kan ağlamak / yüreği sızlamak ---

içi seni dışı beni yakar --- ,

içini dökmek --- ,

içini kurt kemirmek ---

içten pazarlıklı / iki yüzlü ---

iki ateş arasında kalmak ---

iki gözü iki çeşme --- ()

iki gözüm önüme aksın / iki gözüm kör olsun ki ---

iki kere ikinin dört ettiği gibi ---

ikide bir / zırt pırt ---

ileri gitmek / dozunu kaçırmak ---





:


: 2016-12-03; !; : 394 |


:

:

, ,
==> ...

1466 - | 1433 -


© 2015-2024 lektsii.org - -

: 0.04 .